Şah - Aimee Carter / Kitap Yorumu (Karaceketliler İsyanı #3)


Herkese merhaba

Bu ara arka arkaya sürekli distopya okudum. Hiç şikayetçi değilim çünkü çok seviyorum. Karaceketliler İsyanı serisinin 3. kitabı Şah'ı bitirdim. Taze taze yorumunu yazayım dedim. Öncelikle çok çabuk bittiğini söylemek istiyorum. Bitirince keşke biraz daha uzun olabilseydi dedim. Hani millet olarak 700 sayfalık kitaplara alıştığımız için demiyorum bunu. Cidden tadı damağımda kaldı. Hiç değilse 500 sayfa olsaydı. Biz de okusaydık. Hemen bitmeseydi... Aimee Carter'ın böyle bir özelliği var. Hiç uzatmıyor. Ne diyelim darısı bizim yeni nesil yazarlarımızın başına :D 

Serinin son kitabı Şah'ta neler olduğundan bahsedeyim biraz. Biraz spoiler içerebilir ama elimden geldiğince spoiler olmadan yazmaya çalışacağım. Vezir, tam aksiyon devam etmişti. İlk kitaptan daha aksiyonluydu ve Şah'ta da aksiyon hiç düşmedi. 

Kitty'nin maskelenmesinin üzerinden 4 ay geçmiş ve Karaceketliler, Başkayer'de yerleşmiştir. Ancak yeterli yiyecek tedarik edilemediğinden halk açlık çekmeye başlamıştır ve huzursuzluklar başlamıştır. Kitty, Knox ve Karaceketliler ile işbirliğine devam etme kararının ardından Başkayer'de Benjy ile yaşamaya devam eder. Knox ile araları kötüdür ve Kitty bu durumdan rahatsız olduğu için konuyu çözmeye çalışır. Bu konuyu çözerken aslında kendisiyle de yüzleşmesi gerektiğini fark eder ve geç olsa da bir yüzleşme yaşar. O yüzleşmenin olduğu bir sahne var ki gerçekten iyiydi ve bence Kitty geç bile kalmıştı.

Kitty'nin başkentteki evde sakladığı dosyaları almaları gerekmektedir. Çok riskli bir durum olsa da Daxton'ın bir sahtekar olduğunu halka göstermek açısından önemlidir. Knox ve Kitty, bu görevde birliktedirler ancak Kitty, Daxton'ın adamlarına yakalanır. İşte bu noktadan sonra işler karmaşıklaşıyor.

Grayson ve Lila ile birlikte Daxton'ın elinde olan Kitty, oradan kurtulmak için çabalar ancak Daxton hamleleri daima önceden görmektedir. Tüm çabalar sonuçsuz kaldığında Lila'nın tek ümidi özgürlüğüne kavuşmaktır ve bu amacına ulaşır. O sahne cidden hüzünlüydü. Öyle bir şey beklemiyordum :(  Daxton'ın son hamlesi Başkayer'i yok edip isyanı kökten bitirmektir ancak işler hiç de umduğu gibi gitmez ve Karaceketliler, tüm kayıplara rağmen pes etmeden başarıya adım adım yaklaşır. 

Aimee Carter'ı ilk Tanrıça serisi ile tanıdım ve o seri bana fantastik roman okumayı sevdirdi. Bu yüzden de bende yeri ayrıdır. Karaceketliler İsyanı üçlemesi ile de bu sevgim artarak çoğaldı. Hiç hayal kırıklığına uğramadım okuduğum 2 seride de. Bu nedenle rahatça söyleyebilirim ki Aimee Carter ne yazsa okurum. Daima akıcı romanlar geleceğini biliyorum çünkü. Serinin önceki kitaplarının yorumlarını okumadıysanız:

Piyon için TIK.
Vezir için TIK.

SPOILER!!! KİTABI OKUMAYANLAR BURADAN SONRASINI OKUMASIN :D

Knox ve Kitty, kesinlikle beklediğim bir şeydi. Hatta ilk kitaptan beri bekliyordum. Benim için tek kötü yönü daha fazla bu ikiliden bahsedilmemesiydi. Daxton'ın ölümü benim için efsane sahneler arasına girdi. Hele her şeyi saf saf anlatışı muhteşemdi. Karaceketliler öyle yapar işte adamı Daxton :D Benjy, benim için önemsiz bir karakter değildi ama bence onun işi Kitty maskelendiğinde bitmişti. Uzatmaları oynadı sadece. Yine de dost kalmaları güzel bir ayrıntıydı. Lila'nın ve Celia'nın ölümleri beni üzdü. Sonuçta ikisi de isyanın önde gelen kişilerindendi. Sonu görmelerini isterdim. Grayson'ın başbakan oluşu ve ülkenin yönetiliş biçimine dair fikirleri güzeldi. Değişim hemen olsa hiç gerçekçi olmazdı zaten. 

4 yorum:

  1. Sonrasını nekadr merk etsem de okumadım.. Tesekkur ederız yorum ıcın ☺️Bloguma beklerım bende

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seri cidden okunası bir seriydi. Gönül rahatlığıyla tavsiye ederim :) Bloguna geliyorum hemen.

      Sil
  2. Ya daha çok knox ve kitty olmalıydı. İlk iki kitapta hiç yoktu ve zaten hep tartışıyorlardı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ben de aynı şekilde düşünüyorum. Yine de bu haliyle de elimden bırakamadan okuduğum bir seri oldu.

      Sil