Ekim Ayı Babil.com Alışverişim


Herkese merhaba

Geçen ayki iki siparişten sonra ekim ayında da iki sipariş verdim. Geçen ay ilk kez alıp okuduğum Arka Kapak'tan çok keyif aldım ve fark ettim ki dergi okumayı çok ihmal etmişim. Bu ayki dosya konusunun Peyami Safa olduğunu öğrenince de ekstra heyecanlandım. Sepete ilk atılan Arka Kapak oldu.


Serilerimin devam kitaplarını almayı da ihmal etmedim tabii ki. Sahte Romeo'nun 2. kitabı Juliet Paramparça bu ayki alışverişimde yerini hemen aldı. Romanlarını severek okuduğum Colleen Hoover'ın yeni romanı Ya Hiç Gelmeseydin'de sabırsızlıkla beklediklerimden biriydi, kendisi Çarpılma romanının devamı oluyor ve ben Çarpılma'ya bayılmıştım. Eskort 2'yi almak için biraz geç kaldım ama ne demişler geç olsun güç olmasın, kendimi daha fazla tutamayıp onu da ekleyiverdim

Son olarak isteğim üzerine babil.com aracılığıyla Papersense Yayınları tarafından gönderilen Nimetşinas, deri kapağıyla beni büyüledi. Sanırım Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın tüm kitaplarını aynı şekilde alacağım. İlk siparişim bu 4 kitap ve 1 dergiden oluşuyordu.


İkinci siparişim 4 kitaptan oluşuyordu. 70 tl ve üzeri alışverişlerde BKM ile ödeme yapıldığında anında sepetten 15 tl düşüyordu. Bu kampanya şu an hala devam ediyor. İlgilenenler babil.com'a göz atabilir. Bu arada BKM ile ödeme büyük rahatlık, herkese tavsiye ederim. Neyse aldığım kitaplara dönecek olursak yazarın okumadığım tek kitabı olan Aşk Her Şeyi Affeder Mi?, fazlasıyla kararsızlık yaşadığım ve sonra yine de sepete attığım Senden Sonra Ben, deli gibi merak ettiğim Parazit ve Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat ikinci siparişim için sepetime attığım kitaplardı. 60 tl üzeri siparişe babil.com'un hediyeleri var. Bu hediyelerden de Papersense Alıntılar Defteri'ni seçtim ve deftere bayıldım.

Gelelim alışverişin memnun kalmadığım kısmına. Siparişlerim birkaç gün sonra geldi. Hatta iki siparişim de aynı gün ulaştı. Heyecan içinde kolileri bir açtım. Aldığım 8 kitabın 5'i hasarlı. Hem de 2-3 tanesi ağır hasarlı yani. Tabii hemen babil ile iletişime geçip değişim için gönderdim. Sonraki hafta yeni kitaplarım geldi. Yine bir heyecanla açtım. Ne göreyim. 2 kitabım eksik ve 1 kitap fazla. İkinci siparişimi aynen göndermişler. İlk siparişimdeki 2 kitabım eksik. Yine müşteri hizmetlerini aradım. Kitabı iade edeceğimi söyledim. Fazla gönderilen kitabı geri göndermememi söyledi görüştüğüm kişi, hatamızı telafi etmiş oluruz belki biraz dedi, eksik kitapların çıkışını yapacağız dedi, teşekkür faslından sonra telefonu kapattık. Sonraki hafta geldi ve salı günü bir telefon aldım. Telefondaki kişi Babil'den aradığını söyleyip fazla gelen kitabı onlara geri göndermemi söyledi ve eksik kitapları çıkaracaklarını söyledi. Bu arada fazla gelen kitap 5 tl civarına aldığım Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat :) Ben de hiç üşenmeden gidip o 5 tl'lik kitabı kargoya verip Babil'e gönderdim. Birkaç gün sonra kitaplarım sağlam şekilde geldi ama ben bu süreçte iki kez hayal kırıklığı yaşayıp, tüm yoğunluğuma rağmen bana çok ters bir yerde bulunan MNG Kargo'ya iki kez gidip, tüm kitaplarıma ulaşmak için 19 gün beklemiş oldum. Babil'in tutarsızlığına ise bir şey diyemiyorum. Keşke ben iade edeceğimi söylediğimde hediyemiz olsun denmeseydi. Bu tutarsız durum ortaya çıkmazdı en azından. İster istemez artık bu deneyimden sonra babil.com'dan yüklü miktarda alışveriş yapamayacağım. Artık ufak alışverişlerle devam ederim diye düşünüyorum. Sizlerin bu tarz sıkıntılar yaşadığınız bir kitap satış sitesi var mı? Merak ediyor, yorumlarınızı bekliyorum. Sevgiler :)

Düğününüzü dugunyardimcisi.com ile Planlayın

Kim düğününü en ince ayrıntısına varana dek kendi zevkine göre yapmak istemez ki... dugunyardimcisi.com bu konuda verdiği fikirlerle sizi bu hayalinize adım adım yaklaştırıyor.

Söz, nişan, düğün organizasyonları hemen herkes için ince elenip sık dokunan organizasyonlardır. Herkes bir ömür mutlu olma hayaliyle çıktığı bu yolda diğerlerinden farklı olmak ve hayatının en önemli gün ya da gecelerini en güzel şekilde planlamak ister. Gelinler, damatlara göre daha bir önem verirler detaylara, tek tek her şeyle ilgilenirler. Düğün Yardımcısı da bu detayları en iyi şekilde hazırlamak isteyen gelin ve damatlara bir nevi düğün rehberi sunuyor.


Gelin ve Damatlar için Düğün Hazırlıkları Detayları

Söz veya nişanda takılacak olan alyanslar, birlikteliğe atılan ilk adım sayılır. Geçmişte tek tip olan alyansların günümüzdeki çeşitliliğine yetişmek çok zor. Her zamanki sade modellerin yanında desenli, taşlı ve hatta renkli alyanslara ulaşmak mümkün. Düğün Yardımcısı başta alyans olmak üzere gelin saçı, gelin aksesuarları, gelin ayakkabısı ve çiçeği, bir gelenek haline gelmiş gelin hamamı, gelin makyajı, kına gecesi, gelinlik modelleri gibi onlarca kategoride içeriğiyle gelinlerin işlerini fazlasıyla kolaylaştırıyor.

Damatlar içinse bekarlığa veda, damatlık modelleri ve damat ayakkabısı, damat aksesuarları, damat tıraşı, damat hamamı gibi içerikler bulmak mümkün. Evlilik aşamasının ilk basamağı olan evlilik teklifi önerileri ve her çifti mutlu edebilecek balayı önerileri de ilgi çekecek kategoriler arasında yer alıyor.

Düğün Planlama ve Düğün Müzikleri

Söz, nişan bitti. Sıra geldi düğünü planlamaya. Maddi imkanlar dahilinde en güzel düğünü yapmak istiyorsunuz ama nereden başlamanın doğru olacağından, hazırlıkların yetişip yetişmeyeceğinden emin değilsiniz. Bunun için bir rehbere ihtiyacınız var. İşte bu noktada evlilik planlamasına yardımcı olacak, her alanda yükünüzü hafifletecek Düğün Yardımcısı tüm aşamalarda sizin yanınızda yer alıyor.

Nikah, salon ya da kır düğünü ile ilgili yazılar hayalinizi gerçekleştirebilmeniz için yol gösterici olmanın yanında verilen pratik bilgiler zamanınızı daha verimli kullanmanızı sağlayacak. Sevdiklerinizi düğüne davet etmek için seçilecek çeşitli davetiye önerileri, düğün pastası ile ilgili önemli detaylar, her zevke uygun nikah şekeri seçenekleri, en mutlu gününüzü ölümsüzleştirecek fotoğraflar için fotoğraf çekimiyle ilgili olmazsa olmazlar vb. konularda işinizi kolaylaştıracak ve düğün gününüzü size özel kılacak tüm içerikleri Düğün Yardımcısı sizler için hazırlamış.

Düğünde çalacak müzikler de gelinleri en çok düşündüren konulardan biri. Herkesin düğünde kullandığı şarkılardan farklı şarkı arayışına girmek hiç de şaşılacak bir şey değil. Kına veya düğün gününü kişiye özel hale getirmek için ilk dans müzikleri ve kına müzikleri önerilerine de bakmakta fayda var.

Siz de söz, nişan, kına ve düğününüzün imrenilecek kadar güzel olmasını istiyorsanız hayallerinizdeki düğün fikirlerini, dugunyardimcisi.com önerileriyle harmanlayarak en mutlu gününüzü size özel hale getirebilirsiniz.

Kül ve Ateş - Katy Regnery / Kitap Yorumu


Kül ve Ateş okumak için sabırsızlandığım kitaplardan biriydi. Bu yüzden hiç zamanım olmamasına rağmen okudum ancak tam olarak beklediğim gibi değildi. Gerçi benim beklentimin büyüklüğüyle de alakalı bir durum bu. Tersyüz'deki çarpıcı etkiyi bekliyordum ama bu roman onun bir tık altında kaldı malesef :( Hani böyle bir kitabın konusunu okuduğunuzda bu beni etkileyecek bir kitap dersiniz ya işte ben Kül ve Ateş için böyle düşünmüştüm ve beklediğim o büyük etkiyi göremedim ama bu kitap güzel değil demek olmuyor tabii ki. Konusu şahaneydi.

Savannah, romanımızın kadın başkarakteri. Aşık olduğunu düşündüğü Patrick tarafından kandırıldığını öğrendiğinde her şey için çok geçtir. Patrick, gazeteci sevgilisi Savannah'yı babasının ve kendisinin işleri için kullanmıştır ve bu durumu halkı yanıltmak için kullanmıştır. Bunun sonucunda Savannah, doğruları yansıtmayan makalesi yüzünden işinden kovulur. Böylece NewYork'tan Danvers'a ailesinin yanına geri döner. Asher, ordudayken yasadığı bir patlama sonrası gazi olmuştur. Sağ elini, sağ kulağını, burnunun bir kısmını kaybetmiş ve yüzünün sağ tarafından yara almıştır. Kasabasının tepkisinden sonra ise yaşamına evinde devam etmiştir. Durumundan da memnundur. Ta ki Savannah onunla ilgili bir makale yazmak için elinde çikolatalı kek ile kapısını çalana dek. Bu noktadan sonra Savannah ve Asher için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Kitapta dikkatimi dağıtacak cok fazla yanlışlık vardı. Son okuma yapılmamış diye düşündüm açıkçası. Bazı noktalama işaretlerinin eksikliği cümleyi olurken yanlış anlamalara sebep oluyordu. Normalde birkaç hatayı umursamıyorum ama biraz fazlaydı malesef. Bu da illa ki okuma keyfini, akıcılığı falan etkiliyor. Onun dışında kapak ilgi çekiciydi. Renk uyumuna bayıldım. Artılarıyla eksileriyle son zamanlarda okuduğum birçok romandan iyiydi. Benim için olumsuz olan kısım beklentimin altında kalmasıydı ki belirttiğim gibi beklentimin büyüklüğüyle alakalıydı bu durum. Bir kitaba büyük beklentiyle başlamamam gerektiğini hala öğrenemediğim için sık sık yaşıyorum bu durumu :) Serinin devam kitaplarını da yayınevi yakın zamanda basar umarım. İkincinin daha iyi olacağını düşünüyorum nedense.

Bir zamanlar her yazımın sonuna o günkü psikolojime uygun bir şarkı videosu eklerdim. Uzun zamandır yapmıyordum ama bu yazı da yapacağım :) Biraz duygulanmak iyidir. Hoşça kalın.


Kelebek - Henri Charriere / Kitap Yorumu


Oldukça sağlam bir kitabın yorumuyla geldim bugün. İlk baskısı 1968 yılında yapılan orijinal adı Papillon olan Kelebek, yazarın başından geçen olayları anlatıyor. Otobiyografik bir roman demek yanlış olmaz. Başlarda çok az sıkılmanıza neden olabilir ama kesinlikle bırakmayın. Çünkü ilerleyen sayfalarda elden bırakılmıyor. Kısaca konudan bahsedeyim.

Fransalı, Kelebek lakaplı Henri Charriere, işlemediği bir suç sebebiyle müebbet kürek cezasına çarptırılır. Gençliğinin baharında olan Henri, durumu düzeltemeyeceğinin farkındadır ve o andan itibaren kaçma planları yapmaya başlar. Cezasını çekmesi için Fransız Guyan'ına getirilir. Diğer mahkumlarla tanışırken bile kimlerin kaçmaya gönüllü olacağını düşünen birinden bahsediyoruz burada. Kaç kere kaçtığını da kitap boyunca sayamayacaksınız. O kadar fazla yani. Tam 9 kez kaçmayı deniyor :)

Bu kitabı okurken Kelebek'in her kaçışında bir ders almalı bence okuyucu. Yani pes etmek gibi bir şey yok. Başarısız olsa bile denemeye devam ediyor. Yıllarca süren hücre cezaları bile onu pes ettiremiyor. Kaçışlarının ilki fazlasıyla ilgi çekici. 2 arkadaşıyla okyanusa açılıyorlar ve karaya ayak basmayı da başarıyorlar. Bir kızılderili köyüne sığınan Kelebek, bence en büyük hatasını intikam duyguları sebebiyle oradan ayrılmakla yapıyor. O köyde yaşadığı hayat dünyadan soyutlanmış bir hayat. İki kız kardeş ile evli ve kız kardeşler hamile. İşin ahlak boyutuna girmiyorum. Köyde inci çıkarılıyor ve hatta köyden ayrılırken fazla sayıda inciyle ayrılıyor. Bu inciler dahil eline ne geçerse kaçmak için kullanmaktan çekinmiyor. Gardiyanlara, müdürlere, istediklerini alması için birilerine sürekli para veriyor. Bir şekilde de para buluyor. O para hiç bitmiyor. Çünkü para yoksa kaçmak imkansız.

Bazı kaçışları adadan ayrılamadan başarısız oluyor, bazıları da ayrılmanın eşiğindeyken başarısızlığa uğruyor. Bazen ihbar ediliyor ve kaçma girişimi son anda engelleniyor. Ama işin en ilginç yanı da çevresindekiler hep destek veriyor ve seviyor Kelebek'i. Bu arada Kelebek lakabı göğsündeki kelebek dövmesinden geliyor. Roman boyunca yazarın şahit olup anlattığı bazı olaylar kanınızın donmasına neden olabilir. Çünkü kürek cezası almış kişilere değer verilmiyormuş. Davranışlar da ona göre oluyormuş. Misal Kelebek'in gönderildiği bir adada ölen mahkumların cesedi okyanusa atılıyor ve köpekbalıkları bu cesetleri parçalıyor. İnsanlık dramı resmen.

Sanırım romanın etkisi uzunca bir süre geçmeyecek. Bitireli çok oldu hala etkisinden çıkamadım ve merak içinde devam kitabı olan Banko'yu okumayı bekliyorum. Bu kitabı okuduktan sonra aklımda sorular kaldı. Bir ihtimal bu sorular Banko'da cevaplanabilir. Mutlaka ama mutlaka okuma listenize bu kitabı da alın. Biraz ağır ilerlese de okumak gerektiğini düşünüyorum. Başka yorumlarda görüşmek üzere. Sevgiler.