RKBT 5. Gün: Küller ve Anılar - Lena Diaz / Yorum ve Çekiliş (Ölüm Oyunları #3)


Orjinal İsim: Ashes Ashes They All Fall Dead
Yazar: Lena Diaz
Çeviri: Cem Yurttaş
Yayınevi: Eksik Parça Yayınları
Sayfa: 384
Baskı Yılı: Ağustos 2014

Turumuzun son gününden herkese merhaba. Bu turda sadece yorum görevim var, tatil dolayısıyla tur arkadaşlarım bana torpil geçti :)

Küller ve Anılar, Ölüm Oyunları serisinin 3. kitabı. Bundan sonra bir kitap daha var. Yakın zamanda çıktı ancak Türkiye'de baskısı ne zaman yapılacak belli değil. En kısa sürede olmasını umuyoruz.

Tessa James, FBI Özel Ajanı. Çocukluk hayalini gerçekleştirmiş başarılı bir ajan. "Küller küller hepsi düşüp ölürler" cümlesini kullanan bir katil 3 yıldır Tessa'nın çalıştığı ofise mektuplar göndermektedir. Gönderilmiş 23 mektupta katil her mektupta 1 kişinin adını veriyor ve bu kişilerin öldüğünü ima ediyor. Ancak bununla ilgili somut veri yok ve dosya rafa kaldırılmış. Tessa'ya bu mektuplarda yazanlar tanıdık geliyor ve gizlice araştırmalarına devam ediyor. Amiri fark edince ona bir anlaşma sunuyor ve 3 yıl önce bir davada çalıştığı kendisinden 6 yaş küçük olan Matt Buchanan ile çalışması da anlaşmanın bir parçası. Üstelik Matt'e tam anlamıyla gıcık olmaktadır. 3 yıl öncesinden farklı mı gelişecek olaylar derseniz bunun için acilen kitabı okumanız gerek :)

Tessa mektupların kendisini işaret ettiğini fark ettiğinde ilk 13 yılını hatırlayamadığı hayatını araştırmaya karar verecektir. Matt ile büyük bir tehlikenin içinde olduğunu fark edecek ve geçmişindeki anılar gün yüzüne çıktıkça ailesiyle ilgili öğrendikleri onu şok edecektir.

Yazarımız daha önce Daphne du Maurier ödülü almış. Anlatımını, tarzını ve kurgusunu çok beğendim. Akıcı bir romandı demek az kalır. Nasıl başladım, nasıl bitti anlamadım. Tipik katil bulma çabalarım yok bunu tahmin edemezdim şekline geldi sona doğru :) Lena Diaz, okunacak yazarlar listemde yerini aldı bile. İlk işim serinin okuyamadığım ilk 2 kitabını okumak olacak. Birbirinden bağımsız olsa da ilk kitaplarda da Matt ve Tessa'nın adının geçtiğini öğrendim. İlk 2 kitabı okuyup merakla son kitabı beklemeye başlayacağım.

ARKA KAPAK

Her mektupla gelen saklı bir ipucu ve her ipucunun arkasına saklanmış korkunç bir gerçek... 

Savannah'daki FBI ofisine, kaynağı belli olmayan mektuplar gönderilmektedir. Her birinde farklı bir kurbanın ismi yazan mektuplar, bir çocuk tekerlemesiyle sonlandırılmıştır. Küller küller, hepsi düşüp ölürler... 


Kurbanların yardım feryatlarından etkilenen Özel Ajan Tessa James, cinayetleri çözmek için işe koyulur. Danışman olarak da yanına çekici ve akıllı bir genç olan Matt Buchanan verilir. Cinayetlerle birlikte, ardında küllerden başka bir şey bırakmayan kundakçı bir katil de ortaya çıkacaktır. Tessa, ipuçlarının kendisini işaret ettiğini anladığında bir şeyin farkına varır; Eğer geçmişini hatırlayamazsa, bir sonraki kurban o olacaktır.

ÇEKİLİŞ
a Rafflecopter giveaway


Yaz Okuma Şenliği 2. Ay


İşte 2. ay okuduklarım :)

1. Kategori (10 puan): İsminde yaz mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen veya olayların yazın geçtiği bir kitap. 

Jamie McGuire-Belalı Düğün / Yabancı Yayınları / 152 sayfa

2. Kategori (10 puan): Sadece tek bir kitabını okuduğunuz ve sevdiğiniz bir yazardan bir kitap.

M. Leighton-Kötü Çocuklar Tutkudan Sırlara / Optimum Kitap / 288 sayfa

6. Kategori (10 puan): Nobel ödüllü bir yazardan bir kitap.

Gabriel Garcia Marquez-Kırmızı Pazartesi / Can Yayınları / 111 sayfa

10. Kategori (10 puan): Fantastik kurgu/bilim kurgu/distopya/steampunk vb. türde bir kitap.

Beth Revis-Evrenin Ötesi / Olimpos Yayınları / 408 sayfa

13. Kategori (10 puan): Aynı zamanda çevirmenlik de yapan bir yazar tarafından yazılmış bir kitap.

Aslı E. Perker-Sufle / Doğan Kitap / 308 sayfa

14. Kategori (10 puan): Kütüphaneden veya bir tanıdığınızdan ödünç aldığınız veya sahaftan aldığınız bir kitap.

Şebnem Burcuoğlu-Kocan Kadar Konuş / Dex Plus / 220 sayfa

22. Kategori (10 puan): İlk kitabı 2010 yılında veya daha sonrası yıllarda çıkmış bir yazardan bir kitap.

Işıl Parlakyıldız-Duygu / Müptela Yayınları / 672 sayfa

25. Kategori (10 puan): Yabancı dilde bir kitap veya orijinal dilinde okumayı gönlünüzden geçirdiğiniz bir kitap.

Lena Diaz-Küller ve Anılar / Eksik Parça Yayınları / 384 sayfa

26. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 15 puan, toplamda 45 puan): 3 kitaplık bir seri veya aynı seriden 3 kitap.

Başka bir seri düşünmüştüm ama küçük bir değişiklik ile Elli Ton serisini okumaya karar verdim :)

1. E. L. James-Grinin Elli Tonu / Pegasus Yayıncılık / 576 sayfa
2. E. L. James-Karanlığın Elli Tonu / Pegasus Yayıncılık / 640 sayfa
3. E. L. James-Özgürlüğün Elli Tonu / Pegasus Yayıncılık / 704 sayfa

29. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 30 puan, toplamda 70 puan): Şimdiye kadar hiç kitabını okumadığınız dört yazardan birer kitap. Yazarların ikisi Türk, ikisi yabancı, ikisi kadın, ikisi erkek olmalı.

* Cora Carmack-İlk Defa / Pena Yayınları / 280 sayfa

Toplam kitap 12 adet 12x10=120
Toplam 4743 sayfa okuduğum için 47 puan
26. kategori kitaplarını okuduğum için 15 puan daha
29. kategori kitaplarını tamamladığım için 30 puan daha

120+47+15+30=212 puan

Nob Asetonsuz Oje Temizleme Mendili


Nob asetonsuz oje temizleme mendilini deneme fırsatı buldum. Bendeki ürün "aloe vera"lı olan. Baskın bir kokusu yok. Koku hassasiyeti olan aloe veralıyı rahatlıkla kullanabilir. Pratik olması güzel. Yer kaplamayan ambalajı da rahat kullanım için uygun. 


Her kutuda 30 ped var. Pedler yağlı yapıda ve oldukça yoğun bir ıslaklıkları var. Ojenin içeriğine göre 2 mendil yeterli olabiliyor. Ben 2 çeşit ojede denedim. Birinde bir elime 1 ped, diğerinde bir elime 2 ped kullandım. Ama sonuç tertemizdi. Ve benden iyi not aldı :) 


Üst görseldeki ürün China Glaze 3D Eye Candy serisinden 1049 kodlu Love Marilyn rengi. Simli bir oje olduğunu söylememe gerek yok sanırım :) Yukardaki görselde tek kat uyguladım. Tek elimdeki ojeleri çıkarmak için 2 ped yeterli oldu. Çıkarılmış halini de çekmeyi unutmuşum idare edin artık :)


Üst görseldeki ürün Oriflame The One serisinin Lilac Silk rengi. Yine tek kat uyguladım. Tek elimi tek ped ile temizledim. Çıkardıktan sonra herhangi bir yıkama yapmadan tırnakların görünüşü bu şekilde.



Dediğim gibi benim gibi pratik ürünleri sevenler memnun kalacaktır. Seyahatlerde kesinlikle işe yarayacak bir ürün. Fiyatı da oldukça uygun. Birçok market ve mağazada karşınıza çıkması mümkün. 5 TL gibi bir fiyatı vardı yanlış hatırlamıyorsam. Ojeseverlere denemekten zarar gelmez diyerek yazımı sonlandırıyorum. Yeni yazılarda görüşmek dileğiyle :)

Hacamat - Linda Lafferty / Yorum


Orjinal İsim: The Bloodletter's Daughter
Yazar: Linda Lafferty
Çeviri: Asuman Sayıner
Yayınevi: Trend Yayınevi
Sayfa: 472
Baskı Yılı: 2013

Marketa ne çektin be diyerek okudum :) O kızın yüzü gülsün artık dedim. II. Rudolf'un tavırları sinir bozucuydu. II. Rudolf dediğim kişi kral ve gayrimeşru çocukları var. Bu çocukların en büyüğü Don Julius zeki bir çocuktur. İlgi alanları değişik olsa da zararsız biridir. Babasının tavırları zamanla onu bambaşka bit hale getirir ve artık oldukça tehlikelidir. Çılgın hareketlerde bulunup insanlara zarar vermekten çekinmez.

Prensi tedavi için Güney Bohemya'ya gönderen kral, kendi doktorunu da görevlendirir. Orda prense hacamat yapılacak ve iyileşmesi sağlanacaktır. Prensin getirildiği bölgede ünlü olan hacamatçı Zigmund Pichler ve yardımcısı olan kızı Marketa görevlendirilir. Prens, Marketa'yı görünce onu çocukken çözmeye çalıştığı Şifreli Mucizeler Kitabı'ndaki tanrıçalardan biri sanar ve çözemediği şifreleri onun sayesinde çözeceğini düşünür. Bu Marketa için tehlikenin habercisidir.

Prensin dengesiz halleri beni çileden çıkardı. Marketa'nın annesi de sabır sınırlarımı zorladı. Marketa'nın hacamatçı olma isteği ama kadınların o işi yapamıyor olması üzücüydü. Herşeye rağmen bu romanda en sevdiğim Annabella'nın arkadaşlığı, gösterdiği çaba ve Jakup'ın aşkıydı. Rudolf'un kardeşinin krallığı ele geçirme çabaları ohh olsun dedirtti :) Rudolf bir rahat bir rahat adamın sarayının bahçesine kimyager bakıyor. Neymiş bir tek o orkidelerin açmasını sağlıyormuş. Gördüğünüz üzere Hacamat ilginç bir roman. Gerçek bir olaydan esinlenerek yazıldığını belirtmem gerek. Zaman zaman aşırı sürükleyiciydi. Bazı zamanlarda tıkanmalar yaşadım ama tarihi romanlardan daha derin bir romandı bana göre. O yüzden tıkanmaları dert etmedim.

Son olarak Osmanlı ile ilgili asılsız bazı bilgiler vardı. Keşke sevgili yazar derin bir araştırma sonucu yazsaydı satırlarını. Ben okurken kurgu olduğunu düşünerek okudum. Böylece kafama takmamayı başardım :) Yeni yazılarda görüşmek dileğiyle... Mutlu günler :)

ARKA KAPAK

Habsburg Hanedanlığından gelen kutsal Roma İmparatoru II. Rudolf'un muhteşem sarayında kimsenin hakkında konuşamadığı bir karanlık gizleniyor.

1606'da Prag, II. Rudolf sayesinde kültür ve sanatta altın bir Mekke gibi parlasa da İmparator çirkin bir sır saklıyor: Gayrimeşru oğlu, Don Julius.
Genç Prensin tarifsiz ahlaksızlığına sebep olan delilik hali ve skandalları artık sınırları aşan boyuta geldiğinde onu Bohemya'nın uzak bir köşesine gönderen İmparator, orada yaşayan genç ama ünlü hacamatı yardım için görevlendirir. Hacamatın görevi, Prensin damarlarında akan deliliği iyileştirmektir.


Hacamatın güzel ve genç kızı babasına yardım ederken, Don Julius'un tehlikeli ve saplantılı deliliğinin hedefi haline gelir. Onun için hacamatın kızı paha biçilmez el yazması olan şifrelerin kitabında resmedilen tanrıça kadınlardan birini temsil etmeye başlamıştır. Zihninin en karanlık noktalarına inerken çaresizleşen Prens gibi Marketa da korkar, etkilenir ve artık uzak duramayacak kadar bu aşka saplanır.

Linda Lafferty'nin Roma İmparatorluğu için büyük bir tehdit olan gerçek bir cinayetten esinlenerek yazdığı Hacamat, karanlık ve zengin anlatımıyla tutku ve intikamın destanı!

Kur'an ile Var Olmak - Cemalnur Sargut / Yorum


Orjinal İsim: Kur'an ile Var Olmak/Tasavvuf Sohbetleri
Yazar: Cemalnur Sargut
Yayınevi: Nefes Yayıncılık
Sayfa: 192
Baskı Yılı: 2014

Cemalnur Sargut'un okuduğum ilk kitabıydı. Soru-cevap şeklinde olması akılda kalması açısından oldukça iyi oluyor. Bazı hadisleri de içeren anlatımlar benim hoşuma gitti. Merak ettiklerimiz yanında aklımıza bile gelmeyen şeyler anlatılıyor. 

3 bölümden oluşuyor. İlk bölüm "Kur'an-ı Kerim" ile ilgili. Nasıl daha iyi anlayabiliriz gibi sorularımız cevap buluyor. Kur'an meali okumanın gerekliliği ortaya çıkıyor bu bölümde. İkinci bölüm "Ramazan" ile ilgili. Ben ramazanda okuma fırsatı bulduğum için de ayrıca mutlu oldum :) Yorum geç kaldı keşke okuduğum gibi yorumlayabilseydim :( Üçüncü bölüm ise "Kutsal Topraklar" ile ilgili. Bu üç bölüm bittiğinde bana bir şeyler kattığını açık şekilde fark ettim. Ertelediğimiz ya da bilmediğimiz şeyler için harekete geçme imkanı sağladığını düşünüyorum. 

Önyargılarımızın ve daha bir çok şeyin dinimizde yer almadığını net şekilde anlatıyor. Sabır, hoşgörü, iyilik gibi kavramları yaşamamızın ve yaşatmamızın önemi üzerinde duruluyor. Yanlışlarımızı düzeltme, eksikleri gidermeye çalışma bunlar insan hayatı için önemli. Okudukça daha bir huzura kavuştum sanki. Kendimizi boşlukta hissettiğimiz dönemler için daima böyle şeyler okumayı öneririm. Gelecekle ilgili kaygılanma, yalnızlık ve boşlukta hissetme duygusu gibi şeyler kötü durumlara yol açmadan bunları önlemek biraz da bizim elimizde. Bu duyguları hissedenler varsa da okuyup anlamaya çalışmalı. 

Sorular Ferda Yıldırım tarafından soruluyor ve Cemalnur Sargut tarafından açıklanıyor. 

Elif Lam Mim, B harfinin sırrı, Ramazan kelimesindeki harflerin hakikati, Rabbiyet sıfatı, Osmanlı padişahları ve kutsal emanetler, Hz. Hacer ile ilgili soruların açıklamaları beni oldukça etkiledi. 

ARKA KAPAK

İlk emri "Oku!" olan Kur'an üzerinden yapılacak her anlama yolculuğu "olmak" ile "ölmek" arasında gidip gelen ve ucunda hayatlarımızın sallandığı bir sarkaçtır adeta… "Oldum!" derken ölmeye ve "Öldüm!" derken olmaya dönüverir maceramız. Derler ki: Aslolan "ölmeden olmak"mış ve "olmadan ölmek" beyhude yaşamakmış! 

Sohbetleri, kitapları ve öğretisiyle geniş bir muhabbet halkası üzerinden takip edilen mutasavvıf yazar Cemâlnur Sargut'un son çalışması, "Kur'an ile Var Olmak". Çalışmasını "var olmak" ve "Kur'an" kavramları üzerine inşa eden yazara göre "Kur'an, Peygamber'in manası ve Allah'ın ahlâkını yansıtması hasebiyle ebedî ve ezelî dirilerdendir." 

Kur'an'la yaşayabilmek, Kur'an'la var olup yaşayan Kur'an olabilmek için ipuçlarına ilmi ve zevkli bir şekilde yaklaştıran bu kitap, bu halin bir ibadet zevki aşılaması ve ibadetlerimizin aşka yolculuk haline gelmesi duasıyla başlıyor. Kur'ân-ı Kerîm, Ramazan ve Kutsal Topraklar olmak üzere üç bölümden oluşan çalışmada;
Umrenin hakikatinden namaz ve abdestin iç manasına…
"Ol!" emrinden Hz. Peygamber'in oruç algısına…
Kâbe'nin hakikatine, sabrın hakikatine, duaya, vicdana, nafile ibadetlere kadar uzanan 71 alt başlıkta zengin bir muhteva söz konusu.

Akıcı üslubu ve anlaşılır ifadelerle işlenen konularıyla "Kur'an ile Var Olmak", günümüz insanının ihtiyaç duyduğu meselelerde Kur'ânî bir anlayışla, mutasavvıf gözüyle yepyeni tefekkür ufukları açıyor.

Dönüşüm - Franz Kafka / YORUM


Orjinal İsim: Die Verwandlung
Yazar: Franz Kafka
Çeviri: Ahmet Cemal
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa: 104
Baskı Yılı: 2014 (42. baskı)

Dönüşüm inceden iğneleyen bir kitap. Kısa ama sağlam diyebilirim. İlk başlarda bu nedir diyebilirsiniz çok normal ama bir süre sonra sizi düşünmeye itiyor. Düşündükçe doğru böyle yaşıyoruz diyor insan.

Ne yazık ki Kafka okumak için geç kalmışım dedim kitap bittiğinde. Tüm kitaplarını edinip okumayı düşünüyorum. Kitabın sonunda Kafka'nın kitabı yazma aşamasında başta sevgilisi olmak üzere birkaç kişiye yazdığı mektuplardan alıntılar var. Adam bu kısacık öyküyü yazarken bile dertlenmiş yazamadığı günler için üzülmüş, kafası dağıldıkça konudan saptığını düşünmüş. Mektuplar kişisel olsa da yazarlar için söylüyorum tabi yazdıklarıyla ilgili bölümler benim çok ilgimi çekiyor ve o yazarı daha iyi tanımamı sağlıyor. Kafka'yı da çok sevdim :)

Gregor Samsa bir sabah uyanır ve kendini dev bir böceğe dönüşmüş bulur. Tek başına çalışarak ailesinin geçimini sağlayan ve babasının borçlarını ödemeye çalışan Gregor dönüşümünden sonra ailesinden ve kısıtlı çevresinden beklemediği tepkiler alır. Ona sürekli destek olan kız kardeşi bile zamanla ona sırtını döner. Önsöz ve sonsözü çıkarırsak 66 sayfa gibi bir şey zaten çok fazla detay vererek okuduğunuzda alacağınız tadı engellemek istemiyorum. Bu öykünün anlatmaya çalıştıkları yaklaşık 100 yıl önce yayımlandığı halde halen geçerliliğini koruyor. Güncel kalabilmek böyle bir şey demek ki :) Mutlaka okunacaklar listesine eklenmeli diyor ve yazımı bitiriyorum. Mutlu günler.

ARKA KAPAK

Franz Kafka'nın 1915'te yayımlanan Dönüşüm adlı öyküsü, yazarın, anlatım sanatının doruğuna ulaştığı bir eseridir. Küçük burjuva çevrelerindeki yozlaşmış aile ilişkilerini en ince ayrıntılarına kadar irdeleyen bu uzun öykü, aynı zamanda toplumun dayattığı, işlevini çoktan yitirmiş kalıplara bilinç düzeyinde başkaldıran bireyin tragedyasını çarpıcı bir biçimde dile getirir. 

Kitabın Değişim olarak bilinen adının gerçekte Dönüşüm olduğu, ifadesini Ahmet Cemal'in açıklamasında bulur: "Gregor Samsa'nın bir sabah kendini yatağında bir böcek olarak bulması, salt bir değişim değil fakat 'başkalaşım'dır O, insanlığını koruyarak bazı değişiklikler geçirmemiştir; artık farklı bir canlı türü olmuştur."


Bu açıklama, Kafka'nın eserini tanımlarken kullandığı ifadeyle de örtüşür: "Herkes, beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor. Şimdi hayvanlarla ilgili bunca şey yazılmasının nedeni de bu. Özgür ve doğal bir yaşama duyulan özlemin ifadesi. Oysa insanlar için doğal yaşam, insanca yaşamdır. Ama bunu anlamıyorlar. Anlamak istemiyorlar. İnsan gibi yaşamak çok güç, o nedenle hiç olmazsa kurgusal düzeyde bundan kurtulma isteği var... Hayvana geri dönülüyor. Böylesi, insanca yaşamaktan çok daha kolay."